بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَأَنۢبَتْنَا فِيهَا حَبًّا ٢٧

Bu suretle onda dâne (ler) bitirdik,

– Hasan Basri Çantay

وَعِنَبًا وَقَضْبًا ٢٨

Üzüm (ler), yonca (lar),

– Hasan Basri Çantay

وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا ٢٩

Zeytinlik (ler), hurmalık (lar),

– Hasan Basri Çantay

وَحَدَآئِقَ غُلْبًا ٣٠

Sık ve bol ağaçlı (diğer) bahçeler,

– Hasan Basri Çantay

وَفَٰكِهَةً وَأَبًّا ٣١

Meyve (ler), mer'a (lar bitirdik).

– Hasan Basri Çantay

مَّتَٰعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَٰمِكُمْ ٣٢

(Bütün bunları biz) hem size, hem davarlarınıza fâide olarak (yapdık).

– Hasan Basri Çantay

فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ ٣٣

Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman,

– Hasan Basri Çantay

يَوْمَ يَفِرُّ ٱلْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ ٣٤

(evet) kişinin kaçacağı gün: Biraderinden,

– Hasan Basri Çantay

وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ ٣٥

Anasından, babasından,

– Hasan Basri Çantay

وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ ٣٦

Karısından ve oğullarından.

– Hasan Basri Çantay

لِكُلِّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ ٣٧

O gün bunlardan herkesin kendine yeter bir işi (derdi, belâsı) vardır.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu